Bu sabah Anıtkabir’in merdivenlerinde gençliğe hitabeyi haykıran 10 delikanlının videosunu izledim. Hem de 4 kez üstüste. Yüreğim tekrar umut doldu. Nazım Usta’nın şiiri aklıma geldi.
Güzel günler göreceğiz çocuklar, motorları maviliklere süreceğiz, çocuklar inanın, inanın çocuklar, güzel günler göreceğiz, güneşli günler..
Bir lider düşünün, ölümüden sonrası için bile ülkesini düşünmüş olsun. Nasıl bir ufku, vizyonu varmış ki; bu yıllarda ülkemizin başına gelen hainlikleri, gözü dönmüş muhterisleri ve ülkemizde gözü olan emperyalleri, öngörmüş olsun.
Gençliğe Hitabe
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!
Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927
Nikbinlik | Hazım Hikmet Ran | 1930
Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler göreceğiz…
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere süreceğiz…
Açtık mıydı hele bir son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
300 kilometre giderken öpüşmesi…
Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız..
Cevap:
açılır kara kaplı kitap: zindan..
Kayış kapar kolumuzu kırılan kemik, kan.
Hani şimdi bizim soframıza haftada bir et gelir.
Ve çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler göreceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere süreceğiz…