Bugünlerde Kuzey 10 yaşının sonuna doğru yaklaşıyor. 12 Aralık’ta 11 yaşından gün alacak. Herif son bir yıldır saçlarını hiç kestirmedi ve kestirecek gibi de görünmüyor.
Son iki yıldır, daha küçük yaşlarındayken uyutabilmek için anlattığım köpeklerimle maceralarımı içeren hikayelerimin etkisinden olsa gerek annesini tüm uyarılarına rağmen, köpeklere aşırı düşkün vaziyette. Saçlarının uzunluğundanmıdır bilinmez ama uzun tüylü bir köpek sahiplenmek istiyor.
Annesinin tepesinde aylardır köpek istiyorum diye boza pişiriyor. Bu konuda annesini ikna için geliştirdiği taktiklere kıkır kıkır gülüyorum, ama havale bana çıkmasın diye İlham’a çaktırmıyorum. Geçen gün okul servisindeki hostesimizin poddle cinsi finosu ile fotoğraf çektirip annesine gönderecek kadar ileriye götürmüş vaziyette. Annesinin yumuşak karnına çalışıyor; sevimli köpeklerle tavlamaya çalışıyor.. Sonuncu taktiği “ya kardeş isterem yada köpek” oldu. Kuzey’e kardeş yeni bir çocuk için yaşımızın çok geç olduğunun farkında uyanık bir çocuk olması hasebiyle; bu kardeş meselesini köpek için yem yaptığını düşünüyorum ama hal böyle olunca mecburen İlham’da razı oldu. Fakat İlham’ın da şartları var:
- Dişi olmayacak
- Köpek eve girince mutlaka don giyecek.
- Mutfağa girmeyecek
- Yatağa çıkmayacak
- Eve çiş yapmayacak
- Kokmayacak ve tüyü dökülmeyecek
- Eve girerken ayakları silinecek…
Güldüğünüzü duyuyorum çünkü ben de gülüyorum.. Evde yaşayan bir köpek olsanız bunların hangisine uyarsınız. Ben olsam uymam 🙂 Hadi cinsiyetini seçtik erkek olacak, çişi için eğiteceğiz, ayaklarını da sildik ama mutfağa girmek ve yataklara çıkmamak mümkün mü? Herkesten önce ben alırım yatağa 🙂
Ya don meselesi.. Anam derdi ki: Alışmamış kıçta don durmaz.. Don köpeciğin kıçında nasıl kalacak merak ediyorum 🙂
Merzifon’daki evimizin büyükçe bahçesi vardı ve Kuzey’in yaşlarından üniversite yıllarıma kadar Uğur, Serko, Kostak, Karabaş isimlerinde kalıcı dört köpeğimiz oldu. Arada gelip gidenlerin isimlerini hatırlamıyorum ama sanırım 3-4 köpek geldi ve mevcut düzene uyamadıkları için başka evlere gittiler. Çünkü yeni gelenler, ilk köpeğim İngiliz çoban köpeğinden çaprazlama bir doodle olan bol tüylü Uğur’un ve sonra gelen Serko’nun düzenine uymak zorundalardı. Uğur ne kadar munis ve uysal bir köpekse Serko’da onun tam tersi, oyuncu ve ortalık karıştıran bir border koli idi. Kostak altı parmaklı ve kuzeyli bir step köpeği, Karabaş ise asil bir kangaldı. Benim için hepsinin öyküleri ve çok güzel anıları var.. En sonuncu köpeğimiz ise, ismi Kiraz olan dev bir Saint Bernard idi. Ne yazık ki hiçbirisinin fotoğrafı yok, Kostak’ı tanımlayacak bir fotoğraf bulamadım ama diğerlerinin benzerlerinin fotoğrafları aşağıda.
Mevzu dağılmadan bugüne döneyim.. Bu gün Kuzey Barınağa gidelim diye tutturdu. Doğal olarak karşı koyamadık ve belki Kuzey’in istediği gibi bir köpek bulabiliriz umuduyla Yedikule Barınağı‘na gittik. Kuzey’in aradığı gibi bir köpek bulamadık ama barınaktaki gönüllüleri takdir etmekle birlikte çok da üzüldük.
Fatih Belediyesi barınağın lojistik ve temel ihtiyaçları olan elektrik, su, telefon, araç giderleri, çalışan 20 kişiden 11’inin maaşını karşılıyormuş. Bunların dışındaki giderler, hayvanların bakımı ve beslenmesi tamamen gönüllülerin çabaları ve bağışlarla sağlanmaya çalışılıyor. İnanılmaz değil mi? Kaba bir hesapla bir gün için bir köpeğin ihtiyacı olan ortalama 600 gr. mama hesabından yola çıkarak; günde ortalama 2 ton mama sağlamak zorundalar. Perakende satışta köpek mamalarının kilosu 6 TL ile 30 TL arasında olduğunu da eklemek lazım. Varın işin zorluğunu siz düşünün..
O nedenle ciddi şekilde desteğe ihtiyaçları var. Barınağın gelirlerini artırmak için bir dükkanları var ve orada çeşitli materyaller üretip satışlarını yapıyorlar. İlave olarak sipariş üzerine davetiye, nikah şekeri ve hediyelik ürünler de üretiyorlar.
Bağışa kabul ediyorlar. Bu sayfada ihtiyaçlarını ve dertlerini anlattıkları bölümü okuyabilirsiniz ve isterseniz de çeşitli yollarla oturduğunuz yerden bile katkı sağlayabilirsiniz. Bu linkten de kredi kartınızla tek seferlik veya düzenli ödeme yöntemi ile bağışta bulunabilirsiniz.
Ben Kuzey ve orada bakılan bütün köpekler için karınca kararınca gerekeni yaptım; tüm dostlarımı da teşvik ediyorum, emin olun kendinizi iyi hissedeceksiniz.
Kalem, kelam ve selamla..
O barınağa Meral hn ın katkıları inanılmazdır. Mucizeler yarattı orada.