Genel olarak reklam sektörüne baktığımızda; özellikle basılı ve görsel mecra açısından değerlendirildiğinde, iş artık fotograftan başlamaktadır.
Fakat ne yazık ki hem fiziksel hem de ilkesel olarak ilk sırada bulunmasına rağmen, iş akışında ve bütçelendirilme sürecinde fotoğraf hep en sonda gelmektedir. Özetle aslında fotoğraf reklam sektöründe üvey evlat muamelesi görmektedir. Teknik olarak ve mesleki uygulamalarda, gerçekten çok kaliteli ve amacına hizmet eden fotoğraf üreten fotoğrafçılar vardır. Türk reklam fotoğrafçıları gerekli bütçe imkanları ve çalışma olanakları önlerine konulduğunda; dünyadaki reklam fotoğrafçılarından hiç de aşağıda kalmayacak mesleki bilgiye, yaratıcılığa teknik altyapı ve sanatsal bakış açılarına sahiptirler.
Fakat Tarkiye’deki gerçek ticari yaşama dönüldüğünde ise reklam verenlerde ve ajanslarda, (yani müşteri tarafında) fotoğrafçının bütçelendirme işini artık müşteri temsilcileri yapmakta; ve öncelikli olarak “bu iş bütçesiz” ona göre fiyatlandırın korkutmasıyla işe adım atmaktadırlar. İş böyle başlayınca da bütün değerlendime, sonucun kalitesinden çok bütçe temeline oturmaktadır. fotoğraf kadar önceliği olmayan bir sürü şeye bütçe ayırmakta rahat davranan reklam veren ya da ajans, sözkonusu fotoğraf olunca birden bütçelerini tüketmekteler nedense…
Başka bir gerçek de ne yazık ki ajanslardaki yaratıcı elemanların bile artık fotoğraf değerlendirmede eskisinden daha az seçici davranmalarıdır. Fakat bu mevcut idari yapılanmanın değişiminden kaynaklanmaktadır. “Önüme ne gelirse onunla çalışırım“ mantığı vardır artık. Bunun sebebi ise bahsettiğim bütçe sorunları nedeniyle vasıfsız ya da yetersiz fotoğrafçılardan; yine konuya çok da hakim olamayan müşteri temsilcileri ya da kişiler vasıtasıyla hizmet alınmasıdır. Ya da fotoğrafçının yine aynı bütçesel sorunlar nedeniyle kalitesiz iş üretilmesine göz yummak zorunda kalmasından kaynaklanmaktadır. Bu ve benzeri sorunları sanırım sektörde faaliyet gösteren tüm fotoğrafçılar yaşamaktadırlar. Hal böyle olunca reklam fotoğrafının sektörde nasıl bir yerde olduğunu aşikardır.
Ülkemizde, her sektörde olduğu gibi bizim sektörümüzde de hizmet arzı ve mesleğe giriş çıkışlar kontrolsüzdür. Bu durum, sektörümüzdeki mesleki örgütlerin yetersizliğinden kaynaklanmaktadır. Bizler ticaret erbabı değil zenaatkarız. Doğru olanı, profesyonel olarak bu işi yapacak insanların, batı ülkelerinde olduğu gibi belli kurallar ve yeterliliklere sahip olduktan sonra hizmet arzına başlamasıdır. Fakat ne yazık ki; her alanda olduğu gibi yasal düzenlemedeki yetersizlikler ciddi mesleki sorunları beraberinde doğurmaktadır. Hizmet ajansları, matbaalar, profesyonel orjini başka bir sektörde olan amatörler dahi tanıtım fotografçılığına soyunmaktalar. Olması gereken herkesin kendi işini yapmasıdır. Fakat daha önce bahsedilen yasal düzenlemenin yetersizliği ve sektördeki örgütlenme olmayışı buna meydan vermektedir. Bir fotografçı dostun bir yazıma yazdığı yorumda belirttiği gibi,
Başıboşluğun ve aymazlığın olduğu yerde çakallar saltanat sürer.
Bu ifade sektördeki reklam fotografçılığının durumunun özünü çok iyi açıklamaktadır. Öyleyse ne yapılmalı ?
- Profesyonel Tanıtım Fotografçıları Derneği, baskı ve referans grubu haline gelmiş güçlü bir yapıya ulaşmalıdır. Daha doğru bir ifade ile artık meslek birliği ya da federasyon gibi yasal zeminde yaptırımlara sahip bir üst kimlik kazanmalıdır.
- Bu kurum, devlet nezdinde hukuki kimliği olan yasal bir zemine oturabilmeli; ya da en azından tüm sektörün işletmeleri ve bireyleri nezdinde tanınırlığı sağlanmalıdır.
- Bu başarılabilirse “faaliyet izni=dernek üyeliği” koşulu getirilmesi için çalışılmalı yada “profesyonel kalite=dernek üyeliği” düşüncesinin yerleşebilmesi için çaba sarfedilmelidir.
- Meslek etik ve kuralları yazılı ve dikkate alınacak şekilde ortaya konulmalıdır.
- Sektör insanlarına, karşı karşıya olduğumuz erezyon tüm açıklığı ile anlatabilmek için toplantılar düzenlenmelidir.
- PTF Derneği diğer sektör dernekleri ile ortaklaşa projelere ( eğitim, sergi, seminer, çalışma grupları vb.) girmelidir.
- Sektöre işgücü sağlayan eğitim kurumlarının, sektör ihtiyaçlarını göz önüne alarak eğitim programlarını yönlendirebilmesi için öneriler götürülmelidir. Ve bu eğitim kurumlarında öğrenim görenlerin öğrencilikten itibaren bu çatı altında bulunması sağlanmalıdır. İleride sektöre hizmet edecek bu öğrencilerin hem mesleki hem ticari birikimlerinin doğru kaynaktan ve sektöre zarar vermeden aksine daha faydalı olacağı* Okullu veya alaylı tüm sektör çalışanlarının daha nitelikli ve verimli olmasını sağlamak üzere takvime bağlanmış çalışma grupları ve eğitim seminerleri yada kurslar düzenlenmelidir.
- Sektörün ihtiyacı olan bilgiyi sektör dışından değil sektör içinden alması sağlanmalıdır. Bu kendi saygınlığmızı daha da artıracaktır.
- Bu çabanın bireysellikten çıkıp bir grup/topluluk bilincine oturması gereklidir. Sektörün ve kalitenin topyekün gelişimi buna bağlıdır. Bunu başarabildiğimiz zaman rekabet kuralları olması gereken zemine oturacaktır.* Potansiyel müşterilerin ve rekamverenin de de sektörümüzü daha iyi değerlendirebilmesi ve hakkettiği saygınlığı göstermesini sağlamak için temsilcilerine ve isteklilere; doğru ticari fotografın ve reklam fotografçısının seçilmesi ve değerlendirilmesi konusunda; eşgüdümlü olarak da fotografın doğru kullanımına yönelik çalışmalar yapılmalıdır. Bu maksatla, fotoğrafkullanımı ve tercihleri ile ilgili değerlendirme kıstaslarının standart kurallar çerçevesinde olmasını sağlamak için seminerler, gerekirse eğitim toplantıları düzenlenmelidir.Bunu yapmak, sektörde faaliyet gösteren meslektaşlarımızın işini kolaylaştıracaktır. Ne istediğini bilen bir müşteri ile çalışmak her zaman daha kolaydır.
04/05/2006